Friday, June 1, 2007

EDGUY - HELLFIRE CLUB [2004]

EDGUY
Hellfire Club [2004]
Nuclear Blast Records

Hammerfall ve Rhapsody gibi grupların vesilesiyle doksanlı yılların ikinci yarısını yoğun melodik Power-Speed ataklarıyla geçirdik. Yeni bin yılla birlikte kendini tekrar etmeye dönüşen bu çıkış, plak şirketlerinin kasalarını doldurmasıyla iyice geri plana itildi gibi görünüyor. Fakat bu geri itilme durumu sayesinde türün parlayan yıldızları kendilerine farklı çıkış noktaları yaratarak/bularak müziklerini bizlere ulaştırmaya devam ediyorlar. Mevzu bahis dönemin en önemli gruplarından Edguy'ın yeni albümü de bu tarz bir çıkış noktası yakalamış kendine. Power metalin melodik gitarlarının yanına "Hellfire Club" albümünde, çok sıkı riffler ve sololarla bezenmiş gayet heavy bir gitar kullanımı eklenmiş. Tobias Sammet'in akıllara durgunluk veren vokal performansı (hem bestecilik, hem de sesini kullanma bakımından) ile birleşince "ölümcül" bir sonuç çıkmış ortaya. Yılardır çok iyi olmalarına rağmen hep birşeylerin eksik olduğu albümler çıkaran grup, bu sefer sanırım Sammet'in de tüm konsantresini Edguy'a yoğunlaştırmasının yardımıyla mükemmel (çok iddialı oldu ama gerçekten öyle) bir albümle karşımıza çıkıyor. Play tuşuna basar basmaz yüzünüze sıkı bir yumruk gibi patlayan Mysteria, sert Primal Fear-vari(dolasıyla Judas Priest'ten yadigar) ana riffiyle Edguy'ın yeni çizgisine dair en sağlam kanıtı sunuyor kulaklarınıza. Ardından albümün süre bakımından en uzun parçası Piper Never Dies geliyor. Orta tempolu, progresif tadlar da barındıran parçada öyle bir nakarat melodisi var ki şarkı boyunca duymak için sabırsızlanıyorsunuz. We Don't Need A Hero, Kai Hansen okulu mezunu tüm Alman grupların yapmaktan çok zevk aldığına kanaat getiridiğim bestelerden biri. Bildik yapısına rağmen hiç kulağa batmıyor. İlk üç şarkıda dozu iyice azalmış görünen klavyeler, dördüncü parça Down To The Devil ile öne çıkıyor. Edguy tarzını yansıtan parça, Sammet'in vokallerinin lokomotifliğinde albümün en akılda kalıcı dakikalarından birini yaşatıyor dinleyiciye. Albüm öncesi piyasaya çıkan EP sayesinde dinlediğimiz King Of Fools, Edguy'ın yine farklı bir yüzünü ortaya koyuyor. Hafif endüstriyel tonların, vokal efektlerinin kullanıldığı şarkı, nakaratlar ile beraber Edguylaşıyor tekrar. Bana biraz ticari kaygıların sonucu yapılmış gibi geldi. Kız arkadaşlara yapılacak karışık kaset yada CDlerin demirbaşı olmaya aday, klasik power ballad kıstaslarının hepsini yerine getiren Forever'ın peşi sıra gelen Under The Moon tekar heavy metal sularına döndürüyor albümün rotasını. Değişken riff yapısına dikkat. Lavatory Love Machine, espirili sözleri, Hard Rock çağrışımlı gitarlarıyla albümün en eğlenceli şarkısı sanırım. Rise of the Morning Glory ve Navigator, albümün artık sonlara doğru iyice alışmaya başladığımız, Edguy etiketini duyar duymaz yapıştıracağınız yüksek kaliteli heavy şarkılar. Albümün normal şartlar altında (N.Ş.A. :)) son parçası, The Spirit Will Remain, Babelsberg Film Orkestrası eşliğinde kaydedilmiş. Film müziği olarak (mesela Braveheart gibi destansı bir filmde) kullanılsa Sammet'i Hollywood'un aranan bestecilerinden biri yapabilecek güçteki şarkı kapanışa da çok yakışmış. Albümün sadece ilk baskısında yer alacak iki de bonus şarkı mevcut elimdeki kopyada. Mysteria'nın Kreator Mille Petrozza'nın konuk olduğu versiyonu ve Children Of Steel. Uzun bir kritik oldu, umarım şarkı şarkı anlatmak konusundaki ısrarımla sizleri baymamışımdır. Anlatmak istedim, çünkü dinlerken gerçekten heyecanlandığım, son zamanlarda dinlediğim en güzel albümlerden biri Hellfire Club!
[9]

No comments: