Tuesday, June 10, 2008

KISA KISA #6 : Kalas

KALAS


Wolfmother, Witchcraft, The Sword ve hatta biraz da Mastodon gibi yeni nesil gruplar vesilesiyle Doom ihtiva eden, alabilğine eski bir sounda sahip gruplar arzı endam etmekte sert müzik camiasına. Kaliforniyalı 5’li Kalas da bu tip gruplardan biri. Yine bu sayfada okuyacağınız Dirty Rig gibi onlar da başka bir gruptan yaptıkları transfer ile işe “1-0” önde başlayanlardan. High On Fire’ın gitaristi Matt Pike’ı kadrolarına vokalist olarak “şimdilik” dahil etmeleri sayesinde TeePee Records’un ilgisini çekebilen Kalas, orta tempolu, hipnotize edici şarkılarıyla Ozzy’siz bir modern zaman Black Sabbath’ı (ve biraz da Candlemass’i) etkisi yaratıyor kulaklarınızda ve zihninizde. Albüm boyu, ordan burdan kulağınıza çalınan NWOBHM etkileri de cabası.

BOYSETSFIRE - The Misery Index: Notes From The Plague Years [2006]


BOYSETSFIRE
The Misery Index: Notes From The Plague Years [2006]
Equal Vision Records


İlk plaklarını kendileri basan, ama basılan 700 adet plağın paraları yetmediği için sadece 250 adetine kapak kartoneti bastırabilen, ilk turneye çıkış denemelerinde, otellerde kalamadıkları için (evet paraları yetmediği için) konser sonrası buldukları en yakın nehirde duş alan, ilk Avrupa turneleri için ceplerindeki tüm parayla “Avrupa Turu” özel t-shirtleri bastıran fakat bir tane bile satamadan geri dönen, her albüm sonrası yeni bir plak şirketiyle anlaşmak zorunda kalan, “sayın(!) başkan’a fazla yüklenmiyor musunuz?”, “bu albümde bir tane bile single potansiyeli olan şarkı yok, tekrar kaydetseniz?” gibi plak şirketi dürtüklemelerine maruz kalan bir gruptan bahsediyor bu kritik yazısı; Boysetsfire’dan. İki gitaristleri Josh ve Chad tarafından verandalarında henüz yaşları tutmadığı için gizli gizli bira içerken kurulmasına karar verilen grup (diyalog şöyleymiş: “Bir grup kuralım mı?” – “Olur!”), yıllar içinde epey maceralı ve deneme-yanılmalı bir hale gelecek kariyerlerine o gün start vermiş. Hardcore’un farklı taraflarıyla iştigal eden müzisyenler için uydurulan post-hardcore tanıma uygun bir hatta müzik yapan Boysetsfire, zaman içinde daha az olanaklara sahip, daha küçük plak şirketlerine geçtikçe (geleneğin, alışık olduğumuzun tam tersine ticarileşmeden) daha dinlemesi kolay (ama sözleri hala epey can yakıcı) şarkılar üzerine gitmeye başlamış. The Misery Index... de bu evrimin son halkası. Aklınızda dinler dinlemez yer edecek, zekice yazılmış, politik ama bir yandan da epey kişisel şarkı sözlerini tatlı tatlı dinleyiciye zerk eden bir ses (Nathan Gray), grubun artık tabiri caizse “olgunluk” dönemine girdiği, kızgınlıklarını daha yumuşak böylece de daha farklı kitlelere de duyurabilecek bir formatta müzik yapmaya karar verdiğinin sinyallerini veriyor. Pop alaşımlı ama alabildiğine tutku ve içtenlik dolu müthiş melodiler, punk’ın üç akorlu formatından math-core’un delişmen rifflerine göz kırpan gitarlar, politikacı demeçlerinden alınma sample’lar ve “Buna hala rock müzik mi diyorsun? E nerede bunun tehlikeli olduğu günler?” gibi şarkı sözleri duymaya hazırsanız buyrun “Veba yıllarından notlar”a. Eğer bir gün birileri size albümün ilk parçası Walk Astray’de olduğu gibi “Masumiyetimizi elimizden aldıkları gün sen neredeydin?” diye sorarsa “Buradaydım” diyebilmek için iyi bir başlangış olabilir Misery Index... albümü! En azından şu sıralar olan biten her şeye tanıklık ettiğinizi, farkında olduğunuzu ileride bir gün tekrar hatırlayabilmek için.

[9]

Tuesday, June 3, 2008

-- Kısa ve Kısa

Napalm Death – Utopia Banished
(Earache Records)
Napalm Death diskografisinin gözde albümlerinden, death ve grindcore’un melezlenmesinin en saplam örneklerinden biri bonus DVD desteğiyle tekrar piyasaya sürüldü. Arşive eklemeniz için tam zamanı.

Stonerider – Three Legs Of Trouble
(Trustkill)
Bir nevi AC/DC’nin modern metal/rock camiasındaki reenkarnasyonu gibi tınlayan Atlanta’lı genç grup bu ilk albümleriyle, bir yandan “Hair Of The Dog” coverıyla Nazareth’e saygıda kusur etmiyor bir yandan da metalcore zehrinin(!) etkisi altındaki genç jenerasyona klasik rock’ın günümüz prodüksiyon estetikleriyle bir araya geldiğinde hala çok ilgi çekici olabileceğini ispatlıyor.

Atrocity – Werk 80 II
(Napalm Records)
Liv Kristine (Leave’s Eyes, eski Theater Of Tragedy vokali) ve Alex Krull çiftinin uzun(!) saçlısı, Bay Krull, görece başarılı olan Werk 80’in yıllar sonra bir ikincisini (hiç gerek yokken) bu yıl yayınlamakta sakınca görmemiş. 80’li yılların synth-pop klasiklerinin tahammül fersah Atrocity versiyonlarını barındıran albümün tek dişe dokunur yanı kapağını süsleyen Dita Von Teese gibi görünüyor.

Eluveitie – Slania
(Nuclear Blast)
İsviçreli dokuzlu (evet dokuz müzisyenden oluşuyor Elueitie) kuzeyli grupların geleneksel müziklerini modern ekstrem metalle harmanlamalarının kısa yoldan ünlü olmak için çok parlak bir fikir olduğuna karar vermiş olacak ki, bir de biz deneyelim demişler. Sadece folk tandanslı metal sevenlerin ilgisini çekebilecek bir albüm.

Death Angel – Killing Season
(Nuclear Blast)
2004’te, 13 yıllık aradan sonra yayınlanan ilk stüdyo albümleri “Art Of Dying” ile tüm thrash sevenlere ne varsa eski topraklarda var dedirten Death Angel, yeni albümleriyle bu tespiti daha da güçlendiriyor. Velvet Revolver, Rush ve Foo Fighters’ın Grammy ödüllü prodüktörü Nick Raskulinecz’in çıkardığı iş de cabası.